Kıllanma artışı, genellikle kadında bir androjen (erkeklik hormonu) etkisinin fazlalaşma-sının sonuçlarından biridir. Bu ya androjen hormonunun fazla salgılanması sonucu, veya salgının normal olmasına rağmen duyarlılılığın artışı sonucu olabilmektedir. Kullanılan ba-zı ilaçlar da kıllanma nedeni olabilir. Kadınlarda androjenik etki artışında yumurtalıklar (overler) veya böbrek üstü bezi (adrenal) sorumlu olabilir. Kıllanma şikayeti olan hasta-larımızda en sık rastladığımız etken, polikistik over sendromudur.(Şekil-1)

Şekil-1 :Hint asıllı İngiliz kız, Harnaam Kaur 23 yaşında. Şikayetleri 11 yaşında başlamış, PKOS teşhisi konmuş ve 16 yaşına kadar, çeşitli yollarla kıllarını temizlemiş. Ancak 16 yaşında vaftiz edilip Sikh olunca, bundan sonra da inancı gereği kıllarına dokunmamış.

Bazı hastalarda ise kıllanma artışının nedeni saptanamaz. Bir başka ifade ile her kıllanma artışı bir hastalığın göstergesi değildir.

Aniden ortaya çıkan ve hızlı bir ilerleme gösteren hastalarda sorun daha önem taşımakta-dır. Burada bir over (yumurtalık) veya adrenal (böbrek üstü) gudde tümörü etken olabilir. Böyle hızlı seyir gösteren kıllanmalar daha aşırı olup, buna ek olarak, ses kalınlaşması, saç dökülmesi ve adale yapısında artış gibi erkeklere has özellikler de görülür.

Görüldüğü gibi, bazen hiçbir hastalık belirtisi olmayan masum bir kıllanma, nadiren de olsa bazen bir tümör habercisi olabilmektedir. Bu şikayetleri olan hastalar öncelikle kadın has-talıkları uzmanı tarafından değerlendirilir ve ona göre tedavi düzenlenir.

Doğu illerinde birinde yaşamakta olan genç bir kız, yanında dayısı ile muayeneye geldiler. Kız önüne bakıyor, konuşmuyor, gülmüyor ve somurtkandı, dayısı da bir iskemle boş bırakarak uzağında oturuyorlardı. Ne şikayetiniz var dediğimde, dayısı “Bu kız erkekleşiyormuş” dedi. “Gittiğimiz büyük hastane doktorları dedi” diye söze başladı. “Buna kızlardan hoşlanmaya başladın mı diye sordular” dedi. Ben kızı muayene ettikten ve gerçeği anlattıktan sonra, kız etrafına bakmaya, konuşmaya ve gülümsemeye başladı. Kızda sadece kıllanma artışı söz konu-suydu. Allahtan dayısı aydın ve akıllı bir insan olarak sahiplenmiş ve yeğenine yardım etmeye karar vermiş. Aksi halde özellikle cehaletin hakim olduğu toplumlarda bu kızlarımız cezalan-dırılabilmektedir. Muayene eden hekimin bu çok bilgisiz ve yanlış yaklaşımı, belki de bir fela-kete yol açabilecek olan bu yanlış yaklaşım, kızın dayısı sayesinde iyi bir şekilde çözümlendi.

Görüldüğü gibi bu şikayetin bir de sosyal boyutu bulunmaktadır. Hastaları çok zor durumla-ra düşürebilir. Bu hastaların da evlenip, çocuk sahibi olarak mutlu bir yaşam sürebildiklerini de ifade etmek gerekir.